3 Kasım 2009 Salı

FİLM ZAMANI


Bu blog işi çok zevkliymiş, yazdıkça yazasım geliyor. :) Malumunuz tam anlamıyla sonbahara girmiş bulunmaktayız. Sonbahar ve kış sinemaya gitmek için en ideal zamanlar ki üst üste birçok başarılı film vizyona girmeye başladı bile... Ben de burdan gittiğim filmlerle ilgili size bilgi verebilirim diye düşündüm ve buna (500) days of Summer - Aşkın ilk 500 Günü ile başlamak istedim.

En sevdiğin film türü sorusunun cevabı benim için herzaman romantik filmler olmuştur. İşte Aşkın ilk 500 Günü de tam böyle bir film olduğu için bir süredir görmek istiyordum. Film 500 gün üzerine kurulmuş ve bir ileri bir geri günler arasında gidip gelerek çok iyi kurgulanmıştı bence. Genel kadın erkek ilişkilerinin biraz tersi bir durum olması beni filmi görmeden önce daha çok meraklandırmıştı. Aşka,evliliğe inanan taraf erkek; aşktan, ciddi ilişkilerden ve evlilikten korkan kişi de kadındı. Böyle olunca film daha da enteresan bir hal aldı. Filmin sonlarına doğru bir sahne "expectations" ve "reality" olarak ikiye ayrılmıştı, o sahneyi seyrettikten sonra gerçek hayatımda da ekranı ikiye bölüp bazı konularda ben de aynı şeyi yapmaya başlarken buldum kendimi...Film beklenilenden farklı bir sonla bitti ve hayatta birçok şeyin tesadüflere bağlı olduğu gerçeğiyle yine yüzleştik. Filmi görmenizi öneriyorum. Diğer yandan filmin müzikleri de çok başarılı özellikle benim favorim http://fizy.org/s/151u35

Hazır konu romantik filmlerden açılmışken unutulmazlardan bahsetmeden olmaz. Tam da kasım ayında Sweet November'ı unutmayalım, Notebook ( en sevdiklerimdendir),50 First Dates (defalarca seyredebilirim), Nothing Hill, PS: I Love You ilk aklıma gelenler. Sizin unutulmazınız hangisi?



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder